عقل و قلب
28 10 2014Yorumlar : 1 Comment »
Etiketler: مولانا جلال الدین
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
Madem ki deli değilsin, bu eve lâyık değilsin
20 02 2014گفت که دیوانه نه ای لایق این خانه نه ای
Gazel: Mevlânâ, Divân-ı Kebîr
Tercüme: Abdulbaki Gölpınarlı
Hazırlayan: Fırat Özdemir
Yorumlar : 1 Comment »
Etiketler: Abdulbaki Gölpınarlı, Divan-ı Kebir, Farsça Şiir, Fırat Özdemir, Mevlana
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
غم وفادار-Vefâkâr Gam
3 09 2013بگذاشتی ام، غم تو مگذاشت مرا
حقّا که غمت از تو وفادارتر است
Sen beni bıraktın ama kederin bırakmadı
Hakikaten kederin senden daha vefâkâr!
Yorumlar : 3 Comments »
Etiketler: Celaleddin Rumi, Divan-ı Kebir, Mevlana
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
کلید صبح-Sabahın Anahtarı
2 12 2012هستم به وصال دوست دلشاد امشب
وز غصهٔ هجر گشته آزاد امشب
با یار بچرخم و دل میگوید
یارب که کلید صبح گم باد امشب
Dosta kavuşmada şenlendim bu gece
Ayrılık derdinden kurtuldum bu gece
Dönerim yâr ile seslenirim gönlüme
Yâ Rab! Kaybolsun sabahın anahtarı bu gece..
Yorumlar : Leave a Comment »
Etiketler: Celaleddin Rumi, Mevlana, rubai
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
نعتها-Na’tlar
14 04 2011Hz. Peygamber’e duyulan sevgi, bağlılık ve hürmet hislerinin göstergesi olan, gerek Türk Edebiyatı’nda, gerek Arap ve Fars Edebiyatı’nda binlerce örneğiyle en çok kaleme alınmış olan tür na’ttır. Arapça bir kelime olan na’t; bir kimsede bulunan özellikleri methederek anlatmak anlamını taşır. Edebî bir terim olarak da; Hz. Muhammed (s.a.s)’in methini konu edinen, O’nu övme amacıyla yazılan manzum ve mensur eserlere verilen bir isim, bir türün adıdır.
Farsça kaleme alınmış, Mevlana Celaleddin Rumi’ye ait iki naatı paylaşıyoruz…
Yâ Habiballah, Halik’in Rasul-i zîşânı sensin
Hz. Zü’l-celâlin seçilmiş, pâk ve misilsiz kulu sensin
Hz. Hak Tealâ’nın nazlı nebisi, kâinâtın evveli ve bedr-i
müniri
Enbiyânın gözünün nuru, bizim gözümüz ve çerağımız sensin
Cebrail üzengide, bir gecede miraç vâki olmuştu
Yeşil gök kubbesinin üzerine şeref ayağını koyan sensin
Yâ Rasulallah, sen bilirsin ki ümmetlerin âcizdir, günahkârdır
Başsız ayaksız âcizlerin önderi, kurtarıcısı sensin
Mevlana, Peygamber-i zîşânın nâ’tını, vasfını yüce tutar
Mustafa ve müctebâ O efendiler efendisi sensin.
Ey hazreti Allah’ın Rasulü ey Habib-i Kibriya
Ey alemin gözünün nuru, ey nebilerin imamı
Her iki cihanda çihar yar-ı güzinin lütuf ve seha menbaı
Ebubekir Ömer Osman Ali dostun ve yârânındır
Yâ Resulallah senin cemal bağında naat söyleyen bülbülüm
Zât-ı şâh-ı risaletinizin hükm-i fermanını itaatle
beklemekteyim.
Merhamet kıl, Molla-yı Rum’un yüzü, gece gündüz ayağının tozudur
Ey Ahmed, Mahmud, Ebu’l Kasım Muhammed, Mustafa
Na’tlar ile ilgili bilgiye aşağıdaki siteden ulaşılabilir;
Yorumlar : 1 Comment »
Etiketler: Celaleddin, Iran, Iranian, Jalaluddin, Masnawi, Mawlana, Mesnevi, Mevlana, Naat, Persia, Persian Poetry, Poem, Poetry, Rumi, فارسی, محمد, نعت, ایران, عشق
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
غزل ادب-Edep Gazeli
9 03 2010
Mevlana Celâleddin Rûmî
Tam boyutta görebilmek için resmin üzrine tıklayabilirsiniz.
Düzenleyip gönderen Selim Lale’ye teşekkürler.
Yorumlar : 3 Comments »
Etiketler: Celaleddin, Iran, Iranian, Jalaluddin, Masnawi, Mawlana, Mesnevi, Mevlana, Naat, Persia, Persian Poetry, Poem, Poetry, Rumi, فارسی, محمد, نعت, ایران, عشق
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
میکنی مکن- Etme
15 08 2009بشنیدهام که عزم سفر میکنی مکن
مهر حریف و یار دگر میکنی مکن
تو در جهان غریبی غربت چه میکنی
قصد کدام خسته جگر میکنی مکن
از ما مدزد خویش به بیگانگان مرو
دزدیده سوی غیر نظر میکنی مکن
ای مه که چرخ زیر و زبر از برای توست
ما را خراب و زیر و زبر میکنی مکن
چه وعده میدهی و چه سوگند میخوری
سوگند و عشوه را تو سپر میکنی مکن
کو عهد و کو وثیقه که با بنده کردهای
از عهد و قول خویش عبر میکنی مکن
ای برتر از وجود و عدم بارگاه تو
از خطه وجود گذر میکنی مکن
ای دوزخ و بهشت غلامان امر تو
بر ما بهشت را چو سقر میکنی مکن
اندر شکرستان تو از زهر ایمنیم
آن زهر را حریف شکر میکنی مکن
جانم چو کورهای است پرآتش بست نکرد
روی من از فراق چو زر میکنی مکن
چون روی درکشی تو شود مه سیه ز غم
قصد خسوف قرص قمر میکنی مکن
ما خشک لب شویم چو تو خشک آوری
چشم مرا به اشک چه تر میکنی مکن
چون طاقت عقیله عشاق نیستت
پس عقل را چه خیره نگر میکنی مکن
حلوا نمیدهی تو به رنجور ز احتما
رنجور خویش را تو بتر میکنی مکن
چشم حرام خواره من دزد حسن توست
ای جان سزای دزد بصر میکنی مکن
سر درکش ای رفیق که هنگام گفت نیست
در بیسری عشق چه سر میکنی مکن
ETME
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme
Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kastediyorsun etme
Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme
Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme
Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme
Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme
Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme
Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme
Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme
Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme
Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mahvediyorsun etme
Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme
İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
Aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
Yorumlar : 15 Comments »
Etiketler: Celaleddin, Iran, Iranian, Jalaluddin, Masnawi, Mawlana, Mesnevi, Mevlana, Naat, Persia, Persian Poetry, Poem, Poetry, Rumi, فارسی, محمد, نعت, ایران, عشق
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
روز مرگ-Ölüm Günü
4 06 2009Ölüm gününde tabutum giderken, sanma ki, dünyada arzum kaldı.
Benim için ağlama ve yazık oldu deme. Şeytanın ağına tutulmuşlara yazık olur.
Cenazemi görünce ayrılıktan bahsetme. Ben ancak o vakit visale ermiş olacağım.
Beni mezara koyunca, elveda diye feryatlar etme. Mezar cennet cemiyetlerinin perdesidir.
İnmesini gördüğün şeyin çıkmasını da gözle! Ay ve güneşe gurubdan ne zarar gelir?
Sen gurub görüyorsun, ama, o bir tuludur. Lahid bir zindan görünür, ama ruhun kurtuluş yeridir.
Hangi tane yere dikilir de yetişmez? İnsan tanesi niçin buna aykırı olsun?
Hangi kova aşağıya indi de dolu olarak yukarı çıkmadı? Can Yusuf’u kuyudan figan ve feryad etmek yaraşır mı?
Ağzını bu tarafa kapayınca öbür tarafa açacaksın, ve hay huyunla la-mekan cevvinde devam edecektir.
Mevlana’nın, “vuslat” zevki içinde, ölüm gününü bir gam, bir üzüntü günü olarak değil, bir zevk ve neş’e günü olarak gördüğünü ifade ettiği şiirinin bir başka çevirisi de;
“Öldüğüm gün, tabutumu omuzlar üzerinde gördüğün zaman,
bende bu cihanın derdi var sanma..
Bana ağlama,”yazık yazık, vah vah deme.
Şeytanın tuzağına düşersen, vah vah’ın sırası o zamandır,
yazık yazık o zaman denir..
Cenazemi gördüğün zaman ayrılık ayrılık deme, benim,
buluşmam, görüşmem o zamandır.
Beni mezara koydukları zaman “elveda elveda” deme..
Mezar cennet kapısının perdesidir.
Batmayı gördün ya, doğmayı da seyret.
Güneşle aya batmadan ne ziyan gelir.
Sana batma görünür ama, o aslında doğmaya hazırlıktır, yeniden doğmadır.
Mezar ise hapishane gibi görünür ama, aslında can’ın hapisten kurtuluşudur.
Yere hangi tohum atıldı da bitmedi.
Neden insan tohumuna gelince bitmeyecek zannına düşüyorsun.
Hangi kova kuyuya salındı da dolu olarak çıkmadı.
Can Yusufu kuyuya düşünce, niye ağlasın.
Bu tarafta ağzını yumdun mu. o tarafta aç..
Çünkü artık, hayhuydan uzak. mekânsızlık âlemindesin”
Yorumlar : Leave a Comment »
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
با عشق-Aşkla
28 09 2008با عشق نشین که گوهر کان تواست
انکس راجو که تا ابد ان تواست
انرا بمخوان جان که غم جان تواست
بر خویش حرام کن اگر نان تواست
Aşk’la beraber ol, birlikte yaşa
Çünkü aşk, canın cevheri, özü, mayasıdır.
Gelip geçici sevdaların peşinde koşma,
Sonsuza kadar senin olacak dostu ara.
Yorumlar : Leave a Comment »
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
حديث تازه بايد كردن
13 01 2008
هر روز خوش است منزلي بسپردن
چون آب روان و فراغ از افسردن
دي رفت و حديث دي چودي هم بگذشت
امروز حديث تازه بايد گردن
Her gün bir yerden göçmek ne iyi
Her gün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Yorumlar : 1 Comment »
Kategoriler : Mevlana'dan Şiirler (9)
Son Yorumlar